Pilonidal Sinüs (Kıl Dönmesi)
Opere Pilonidal Sinüs Nedir?
Opere pilonidal sinüs sonrası süreç hastadan hastaya göre değişiklik göstermektedir. Kristalize fenol ile uygulanan tedavi sonrasında iyileşme süreci 6 ika 8 haftada tamamlanırken; cerrahi yöntemler ile tedavi edilen pilonidal sinüs probleminin iyileşme süreci 8 ila 10 hafta kadar sürebilmektedir.
İçindekiler
- Opere Pilonidal Sinüs Nedir?
- Pilonidal Sinus Nedir?
- Pilonidal Sinus Nasıl Meydana Gelir?
- Pilonidal Sinus Neden Oluşur?
- Pilonidal Sinusun Belirtileri Nelerdir?
- Pilonidal Sinus Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?
- Pilonidal Sinus Hastalığının Dereceleri Nelerdir?
- Pilonidal Sinusta Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- Pilonidal Sinuste Tedavi Seçimi Nasıl Yapılır?
- Pilonidal Sinus Tedavisinde Kristalize Fenol Nedir?
- Pilonidal Sinus Tedavisinde Sinusektomi (Bascom yöntemi) Nedir?
- Pilonidal Sinus Tedavisinde Rejenerasyon Yöntemi Nedir?
- Pilonidal Sinus Ameliyatı İz Bırakır mı?
- Pilonidal Sinus Nüks Eder mi?
- Pilonidal Sinusten Nasıl Korunabilirim?
- Rejenerasyon
- Mikrosinüsektomi
- Kristalize Fenol
- Flep Yöntemi
Operasyon sonrasında hekiminizin bakım ve ilaç kullanım önerileri aksatılmadan uygulanmalıdır. Uygulama bölgesinin dezenfeksiyonu nitelikli bir şekilde sağlanmalıdır. Aynı zamanda iyileşme süreci tamamlandıktan sonra her gün sıcak su ile duş alınması, uygulama çevresindeki tüy ve kılların lazerle ya da tüy dökücü kremler ile alınması, terlemenin engellenmesi sağlanmalıdır. Bununla birlikte bazı hastalarda sırt üstü uyumak yerine yüz üstü uyunması gerekebilmektedir.
Pilonidal Sinus Nedir?
Pilonidal sinus, anusun 3-5 cm kadar üstünde, sakrokoksigeal bölgenin intergluteal katlantısı içinde küçük bir açıklık olarak ortaya çıkar. Dermise(derinin alt tabakası) penetre olan kıl nedeniyle geliştiği düşünülmektedir. Deriye rüptür ile birlikte enfeksiyon, kronisite ve rekürrens görülür. Genç erişkin yaşta (15-35) daha sık görülmesiyle birlikte tüm yaşlarda görülebilir. Erkeklerde görülme sıklığı kadınlara nazaran oldukça fazladır(3-4 kat). Bu nedenle genç erişkin erkek hastalığı olarak bilinir.
Pilonidal Sinus Nasıl Meydana Gelir?
Hastalık ilk olarak sakrokoksigeal bölgede sinus ağızlarının oluşumu ile kendini gösterir. Sinus ağızlarından içeriye kıl girer ve deri altına ilerler.Cilt altı dokusuna ulaşan kıl, bakteri girişi ile birlikte akut apse gelişimine zemin hazırlar. Cilt sürekli apseyi dışarı atma çabasındadır, bu nedenle hastalık zamanla cilt içinde yeni tüneller açarak yayılır.
Pilonidal Sinus Neden Oluşur?
Kesin olarak oluş nedeni bilinmemekle birlikte, pilonidal sinus hastalığının, kuyruk sokumunda biriken kıl ve pamukçuk gibi küçük parçacıkların yapısal kaynaklı güçlerle cilt altı dokusuna geçmesi gibi bir mekanizmadan söz edilir. Kıl ve pamukçuklarla birlikte bakteriler de ciltaltı dokuya geçeceği için, kıl ve pamukçukların cilt altından atılmaya çalışılması sonucu bakterilerin de etkisiyle apse oluşur.
Pilonidal sinus açısından risk faktörleri arasında ise, kuyruk sokumundaki kıl miktarının ve bunların dökülmesinin fazla olması, kuyruk sokumunun dar ve derin bir yapıda olması, bölgenin hijyenine yeterince dikkat edilmemesi, sık terleme ve pişikle birlikte bakteri üremesine uygun bir ortam oluşması, makata yakın yerlerde çatlak ve yara izi bulunması, sürekli oturmayı gerektiren işlerde çalışmak gibi özetlenebilir.
Pilonidal Sinusun Belirtileri Nelerdir?
Hastalık, kuyruk sokumunda ağrı, şişlik ve akıntı ile kendini gösterir.
Pilonidal Sinus Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?
Hastalığın yeri ve görünümü ile hastalığın tanısı konur. Muayenenizi yapan hekimin sinus ağızlarını görmesi tanıyı koymasını sağlar.
Pilonidal Sinus Hastalığının Dereceleri Nelerdir?
Pilonidal sinus da diğer birçok hastalıkta olduğu gibi evreleme yapılır. Evrelemenin amacı hastalığın ne kadar ilerlediğinin görülmesi ve tedavinin buna göre belirlenmesidir.
Evre 1: Hastada akıntı veya apse görülmez. Genellikle orta hat üzerinde yerleşimlidir. Semptom vermeyen sinüs ağızları vardır. Bu hastalarda herhangi bir işlem yapılmaz. Hastanın kişisel hijyenine dikkat etmesi ve kılın yerleştiği bölgenin lokal temizliğini yapması istenir.
Evre 2: Akut pilonidal sinus apsesi bulunan hastalardır. Bu hastalarda lateral insizyon ile absenin drenajı sağlanır. Antibiyotik eşliğinde, devamlı pansuman ile remisyon sağlanmaya çalışılır.
Evre 3: Bu hastalarda pilonidal sinus apsesi kronikleşmiş olarak bulunur. Hasta önceden beri süren apse ve akıntı şikayetinden bahseder. Sinüs ağzında kronikleşmiş inflamasyon görülebilir.
Evre 4: Bir ve daha fazla sayıda sinus ağzı orta hattın kenarlarında yerleşim gösterir. Hastalar geçmişte birden fazla defa apse oluşumu ve akıntı şikayeti yaşadığını dile getirir.
Tip 5: Pilonidal sinus ameliyatı sonrası hastalığın nüks etmesi durumudur.
Pilonidal Sinusta Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Apse varlığında öncelikle apsenin drenajı tedavide esastır. Apsenin drene edilmesine ek olarak oral antibiyotik tedavisi ve sık pansuman iyileşmeyi hızlandırır.Kıristalize fenol yöntemi uygulanacaksa apse drenajını takiben aynı seansta tedavi yapılabilir.Kılasik cerrahi uygulanacaksa operasyon başka bir seansa bırakılmalıdır.
Pilonidal sinus tedavisinde cerrahi yöntemler kullanılır. Cerrahi dışı yöntemler genellikle etkisiz kalmaktadır. Akut inflame sinuslerde basit insizyon ve drenaj uygundur.Kılasik tedavi ise total eksizyon ve yaranın kapatılması veya açık bırakılmasıdır. Cerrahide çeşitli yöntemler mevcuttur. Bunlar:
- Eksizyon + sekonder iyileşmeye bırakmak (açık teknik)
- Eksizyon + primer kapama
- Eksizyon + flep kaydırma
şeklindedir. İlk yöntemde yara kapatılmaz, kendi kendine iyileşmesi beklenir; iyileşme daha uzun sürer, ancak hastalığın nüks etme riski ve komplikasyon gelişimi daha azdır. Flep kaydırma ise daha komplike ve uzun süren bir operasyon olmakla birlikte, iyileşme hızla gerçekleşir ve hastalığın nüks etme riski yüksektir.
Pilonidal Sinuste Tedavi Seçimi Nasıl Yapılır?
Uygun tedavinin seçimi ancak hekimin sizi muayenesi ile yapılabilir. Hastalığın yerleşim yeri, yaygınlığı ve evresine göre hekiminizle birlikte tedavi seçeneklerini, avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmek ve en uygun tedaviyi seçmek en doğrusudur.
Pilonidal Sinus Tedavisinde Kristalize Fenol Nedir?
Bu yöntemde, anestezi işleminin ardından bir klemp yardımıyla sinusteki kıllar temizlenmekte, ardından mevcut boşluk kristalize fenol ile yakılmaktadır. Doku eksizyonu yapılmadığından bölgenin anatomisi bozulmaz, iyileşme sürecinde yoğun ve ağrılı pansuman gerekmez. İşlemin uygulanışı kolay ve kısa sürer, hastalığın nüks etme riski oldukça düşüktür(%0-5) ve hasta ameliyattan sonra günlük yaşamına dönebilir.Komplike vakalarda uygulanabilr. Bu nedenlerden dolayı oldukça sık tercih edilen bir yöntemdir.
Pilonidal Sinus Tedavisinde Sinusektomi (Bascom yöntemi) Nedir?
Lokal veya bölgesel anestezi yapıldıktan sonra, kuyruk sokumunda orta hat kenarından yapılan bir kesi ile sinuslere ulaşılır. Sinus içeriği temizlenip kazındıktan sonra, her sinus ağzı tek tek çıkarılır ve dikilir. Operasyonda amaç alttaki sağlam dokuya dokunmadan yalnızca sinusun çıkarılmasıdır. İyileşme hızlı gerçekleşir. Pansuman işlemi kolaydır ancak ihmal edilmemesi gerekir. Fenol yöntemine göre nüks riski yüksektir.(%7-16) Komplike vakalarda uygulanamaz.
Pilonidal Sinus Tedavisinde Rejenerasyon Yöntemi Nedir?
Operasyonun esası sadece hastalıklı dokunun çıkarılmasına dayanır, sağlıklı dokuya kesinlikle müdahele edilmez. Burada amaç kılların doku içine geçmesine izin veren hastalıklı anormal dokunun o bölgeden uzaklaştırılması, yerine daha dirençli ve sağlıklı bir dokunun oluşmasını sağlamaktır.
Postopertaif(ameliyat sonrası) ağrı çok az olmakta ve iyileşme, klasik ameliyatlara göre çok daha hızlı gerçekleşmektedir.Ameliyat sonrası günlük olarak yapılacak basit bir pansuman yeterli olmaktadır.Hasta operasyon sonrası birinci gün normal yaşantısına dönebilmektedir. Hastalığın tekrarlama(nüks) oranı klasik operasyonlar ile kıyaslandığında oldukça düşüktür.
Pilonidal Sinus Ameliyatı İz Bırakır mı?
Ameliyatta cilt kesisi söz konusu olduğundan mutlaka bir iz kalacaktır. İzin büyüklüğü ve şekli, kesinin büyüklüğüne, eksize edilen doku miktarına, dikiş tarzına ve hastanın iyileşme eteneğine bağlı olarak değişebilir. En belirgin iz flep kaydırma ameliyatından sonra oluşur, bazı yöntemlerde(kıristalize fenol ve rejenarasyon yöntemi) ise iz belli olmayacak kadar küçük olabilir ancak tedavi kararı yalnızca bu duruma göre değil tüm avantaj ve dezavantajlar göz önünde bulundurularak seçilmelidir.
Pilonidal Sinus Nüks Eder mi?
Pilonidal sinusun yeniden ortaya çıkma ihtimali %3 ila %50 arasında değişmektedir. Nüksü önlemek adına kişisel hijyeninize dikkat etmeli, özellikle kuyruk sokumunun temizliğine, terleme ve pişik oluşmamasına dikkat etmelisiniz. Bölgede kıl yoğunluğu çok fazla ise, lazer epilasyon uygulanabilir.
Pilonidal Sinusten Nasıl Korunabilirim?
Pilonidal sinus hastalığında anatomik yatkınlık önemlidir. Ancak hastalığın ortaya çıkmasında çevresel faktörler de etkilidir. Pilonidal sinus hastalığından tam olarak kounmak mümkün değilse de bazı önlemlerle, risk azaltılabilir. Her banyoda kuyruk sokumu iyice temizlenmeli, terleme ve bakteri üremesine izin vermemek için pamuklu çamaşırlar tercih edilmeli, bölgenin belli aralıklarla kıllardan temizlenmesi gibi önlemler hastalığın oluşma riskini azaltacaktır.
Rejenerasyon
En basit kıl dönmelerinden en komplike kıl dönmelerine kadar her vakada uygulanabilmektedir. Tekniğin esası kılların giriş deliklerinin tespit edilip sinüs içeriği temizlendikten sonra kıl giriş deliklerinin eksize edilmesine ve yeni doku oluşmasına olanak sağlanması şeklinde özetlenebilir. Oluşan yeni doku fibrin yönünden zengin olacağı için yeniden kılların içeri girmesine imkan vermez. Hastalığın basit yada komplike olmasına göre istirahat süresi 2 saat ile 1-2 gün arasında değişmektedir. Nüks oranı çok düşüktür. Hemen hemen hiç iz bırakmadan iyileşme sağlanır.Uygun vakalarda en çok tercih ettiğimiz yöntemdir.
Mikrosinüsektomi
Diğer adı bascom ameliyatı olan bu yöntem ilerlememiş basit kıl dönmelerinde yapılabilir.Sinüsin kapsülüyle beraber çıkartılıp geriye kalan boşluğun primer kapatılması esasına dayanır.Uygun vakalarda çok tercih ettiğimiz bir yöntemdir.İnter gluteal sulkusu geniş olan ve aşırı kıllı vakalarda bu teknik kullanılmamalıdır.Bu tip vakalarda kullanılırsa malesef nüks oranı çok yüksektir. Sutür kullanıldığı için anatomi biraz değişmekte ve uygun olmayan büyük vakalarda kullanılırsa şekil bozukluğuna sebep olabilmektedir.İstirahat süresi 1-2 gündür.Kısmi yara bakımı ve postoparatif takip gerektirebilmektedir.
Kristalize Fenol
Bu teknik kıl giriş deliklerinin genişletilerek sinüs içeriğinin boşaltılması yani kıl ve enfeksiyoz parçaların bir klemp yardımıyla alınması sonrasında sinüs boşluğunun kristalize fenol denilen bir maddeyle yakılması esasına dayanır. En basit kıl dönmelerinden en komplike kıl dönmelerine kadar her vakada uygulanabilmektedir.Uygun şekilde ve uygun hastada yapılırsa nüks oranı çok düşüktür.Çok az veya hiç iz bırakmadan iyileşme sağlanır.İstirahat süresi 1-2 gündür.Komplike vakalarda yara bakımı ve takip gerektirebilir.Uygun vakalarda çok sık tercih ettiğimiz bir yöntemdir.Ben bu tekniği modifiye ederek kullanmaktayım.Kendi vakalarımızda şimdiye kadar hiç nüks görmediğimizi belirtmek isterim.
Flep Yöntemi
Bu teknik sinüsün çevresindeki sağlam dokuyla beraber eksize edilip açıkta kalan boşluğun flep kaydırılarak kapatılması esasına dayanır. Çok komplike, bir çok sinüsün oluştuğu ve sinüslerin birbirine çok yakın seyrettiği vakalarda tercih edilmelidir. Şöyle ki ; bu tip vakalarda tek seçenek dahi olabilir. Bir çok dezavantajı vardır. Birincisi operasyon süresi uzundur,ikincisi çok fazla iz bırakarak ve şekil bozukluğu oluşturarak iyileşme sağlanır. Postop yara bakımı gerekmektedir. Enfeksiyon gelişirse çok problemli bir iyileşme oluşabilir. İstirahat süresi 3-5 gün arasında değişir. Nüks oranı mikrosinüsektomi ile aynıdır